Antalya, 20 Eylül 2016, 14:19
Hayali bir film senaryosu
Bir sinemada film izliyorsunuz.
Baş rolde de siz oynuyorsunuz…
Güzel bir kasabada yaşıyorsunuz.
Kasabanızda bir kanunsuzluk yaşanır. Bir uyuşturucu şebekesi sizin kasabada esrar üretmekte ve satmaktadır.
Tüm kasaba güvenlik güçlerince sarılır. Herkes şüpheli olabilir.
Kasabanın tüm mahallelerinde, tüm sokaklarında her tarafında güvenlik kameraları var.
Zaten tüm satıcılar güvenlik kameralarında kaydedilmiştir. İncelenince mutlaka hepsi tek tek tespit edilecek. Güvenlik kamerası kayıtları incelenmeye alınır… Bunun için zamana ihtiyaç var.
Tüm tarlalarda kendir-kenevir ekimi var mı diye analizler yapılmaya başlanır…
Önce bilinen kendir ekicileri, üreticileri, satıcıları birer birer toplanır. Ceza evine gönderilirler.
Ardından kendircilere destek sağlayanların tespit edilmesi için bir operasyon başlatılır. Bu esnada isimsiz ihbarlar da dahil güvenlik güçleri her ihbarı ciddiye alır ve ihbar edilenleri toplayıp nezarete ve hapse göndermeye başlarlar.
Pek çok kişi delilsiz şüphe veya ihbarlar üzerine içeri alınır…
Siz de olanları sessiz sessiz izlersiniz.
Ve sizi de uyuşturucu üretmek veya satmak şüphesi ile içeri alırlar.
İtiraz edersiniz.
“Hayır, kabullenmiyorum. Gelin tarlalarımı inceleyin, güvenlik kameralarını inceleyin, ben böyle kanunsuz bir işin içerisinde olmam!” diye bağırırsınız, sesinizi duymak istemezler…
-Hayır derler, hakkınızda ihbar var.
-Kim yapmış kardeşim, çıksın ortaya… Ben her zaman mahallelinin gözü önündeyim. Hiç kimse benim bir yanlışıma şahit olmamıştır.
Sizi rahatlatmak isterler: “Merak etmeyin, bir şey yoksa zaten aklanırsınız. Bize zorluk çıkarmayın, görevimizi yapalım.” derler…
Çaresiz boyun eğersiniz, aşağılanarak suçlanmış olmaya…
Bir de bakarsınız ki sizi çok seven dostlarınız dahi korkmaya başlamıştır. “Aman buna selam vermeyelim.” derler, “Belli olmaz, belki bu kripto bir kendircidir, zararı bize de dokunur.” diye düşünürler… Bir anda itibarınız yerle bir olur…
Bazı dostlarınız sizi teselli ederler: “Ya kardeşim üzülme, adalet mutlaka tecelli edecek, senin bir bağlantın olmadığı ortaya çıkacak… Biraz sabır.” derler.
-İyi de bu adalet ne zaman tecelli edecek???
* 3 bilemedin 5 ay, haydi en fazla 1 yıl…
* Yani bir yıl itibarsız yaşamaya hazırla kendini mi demek istiyorsunuz?…
* Büyütme ya, sen de büyütürsen bu kendirciliğin önüne nasıl geçilecek ki… Bak emniyet güçlerimiz ve oluşturulan kurullar harıl harıl kendirci avındalar. Arada böyle kazalar olur. Büyütme… 3 – 5 ay sonra suçsuzluğunuz kanıtlanır ve serbest bırakılırsınız… Sizin gibi daha pek çok kişi vardır içeride…
Sonra il valisi kasabaya gelir. Kasaba meydanında halka hitap eder: “Kardeşlerim, bu esrar üretiminin önüne geçmek zorundayız. Haksızlığa uğradığını söyleyen kardeşlerimiz üzülmesinler. Kurunun arasında yaşın yanmasına gönlümüz razı değil. Bize biraz zaman verin. Tüm kamera kayıtlarını inceleyip, toprak analizlerini yapacağız. Kendir üretip satmayanların İTİBARLARINI GERİ İADE EDECEĞİZ… KİMSE MAĞDUR OLMAYACAK” der.
Sonra oyunun baş rolündeki siz çıkıp valiye şöyle haykırmak istersiniz:
– Ey adaletten nasibini almamış vali, böyle bir operasyonu yapmadan önce kasabadaki tüm kamera kayıtlarını ÇOK TİTİZ BİR ŞEKİLDE NEDEN İNCELEMEDİNİZ? Toprak analizlerini neden yapmadınız?
İNSANLARI TÖHMET ALTINDA NASIL BIRAKIRSINIZ?… NE DEMEK İTİBARINI İADE EDECEĞİZ… SİZİN İTİBAR ANLAYIŞINIZ NEDİR VEYA NASILDIR?
Düşüncelerinizi konuşup konuşmamakta tereddüt edersiniz. Şöyle etrafınızdakilere bakarsınız. Herkes büyülenmiş gibi inançla valiyi izlemekte, söylenenlere büyük bir memnuniyetle inanıyormuş gibi görünmekteler…
Ama siz konuşmaya kararlısınız: Yüksekçe bir yere çıkıp bağırırsınız: Vali bey, Vali bey, bir itirazım var… Tam konuşmaya başlayacaksınız… Filmde bir kopukluk olur. Teknik bir arıza nedeni ile ara verilir…
Muammer Çelik
Antalya, 20 Eylül 2016, 14:19