Muammer Çelik

Yanlışları ile doğruları ile bir fani :-)

Muammer Çelik

Yanlışları ile doğruları ile bir fani :-)

Antalya, 13 Ocak 2000

Sevgi Üzerine

Galiba bir mail grubunda sevgi üzerine bir yazı okumuştum. Herkes kendiliğince sevgiyi tarif etmeye çalışmış… 
Ben bu sevgi kavramı üzerine bir şeyler okumaya; kendimce bir sürü de teoriler, fikirler üretmeye çalıştım… Sevgiye anlam katacak bir tarifi dini bağlamda bulmaya çalıştım.  
Dinle bağlantı: Bir insan başka birisine yardımda bulunur ve karşılığında cennete ulaşacağını düşünür. Cennete ulaşacağım veya Cennette iyi bir yer elde edeceğim diyerek iyilikte bulunur. Bu insana cennet verilse de iyiliğinin pek değeri yoktur, çünkü bir karşılık beklemek için yapmıştır onu. Cennet verilmezse de hayal kırıklığına uğrayarak üzüntü duyar.
İkinci bir insan düşünelim. Bu insan da yardımda veya iyilikte bulunur, karşılığında da bir şey beklemez. Cennet yok ise karşılığında yaptığı işin, üzülmez. Ama cennet verilirse; asıl sevinç o zamandır. Önceden beklenti içerisine girmediği bir mükafatla karşılaşmıştır. Sevinci çok artar. 
Bu ikinci insan hep haz duyar. Ama birinci beklediği sonuca ulaşana kadar haz duyamaz, tedirginlik içerisindedir, acaba alabilecek miyim beklediğimi diyerek. Alabilirse önceden planlanmış bir haz, alamazsa da pişmanlıklar duyacaktır.
Sevgide de böyledir. Karşılık beklemeden sevmeli insanları, karşılığını bulamazsak kaybedecek üzülecek bir şey yok. Gerçi bunu söylemek kolay yapmak zor.
Ama nedense, karşılık bulamadığımız sevgilerden dostluklardan çabucak kaçıveriyoruz. Kolayı seçiyoruz yani. Bu da insanlık zaafımız olsa gerek. O zaman ben bu sevgiyi sevgi olarak göremiyorum. Belki sevgiye istek denebilir.
Yine de gerçek sevginin tam bir tarifini bilmiyorum ve ona ulaştım diyen insana da rastlamadım ömrümde… Rastladım diyenlere de rastlamadım…
Sevgi insanın tüm hücrelerine yerleşmeli. Sevgi duyan insanın kin ve kızgınlık duyguları eriyebilmeli sevgi içerisinde… Ama insanlar sevdiklerini sandıkları insanlara kızıp ateş püskürebilmekteler veya sevdiklerini sandıkları insanlar için başkalarına saldırabilmekteler… İçerisinde saldırma duygusu olan insan, daha sevgiyi tanımamıştır. Sevgi girdabına giren insanda ise kin ve nefret duyguları yok olmuş demektir.
Sevgi, Nefret, Saygı, Hasret, Vuslat vs. gibi kavramların sözlük karşılıklarını veya bilimsel tariflerini öğrenmek yerine tefekkürle hissedebilmek ve hepsini de HAK ölçeğinde yaşayabilmek nasibimiz olsa keşke…
——-
Saygılar, Selamlar
Muammer Çelik
Antalya, 13 Ocak 2000