Belki Can sıkıcı görülecek insani bir yazı
(Kendimizi mülteci veya göçmenlerin yerine koyabilirsek, yaşadıkları zorluklara empati kurabilirsek, onları daha sağlıklı değerlendirebiliriz.)
MÜLTECİLER, SIĞINMACILAR ÜZERİNE
Avrupa’da sol mültecilerden yanadır, Avrupa’da sol göçmenlerden yanadır, Avrupa’da sol ezilmiş halklardan yanadır, Avrupa’da sol azınlıklardan yanadır…
Bizim ülkemizde ise bu biraz farklı… Bizim ülkemizde sol göçmen karşıtı hale getirilmeye çalışılıyor, bizim ülkemizde sol azınlıklar karşıtı hale getirilmeye çalışılıyor…
Sovyetler birliği var iken sağ eğilimler komünizm ve Sovyet karşıtı oldukları için Amerika’nın gözdesi idi… Sol eğilimler ise Amerika tarafından sevilmez idi. Onun için Bülent Ecevit başbakan olduğu zamanlar Amerikan güdümündeki sermaye hükümetin başarılı olmaması için ülkede hemen gıda ve ihtiyaç maddelerini stoklamaya başlar idi…
————
Zamanla çok şey değişti. Amerika’nın tercihlerinde çok garip bir evrim görüyoruz…
Bugün komünizm ve Sovyetler tehlikesi olmadığı için sol da Amerika politikalarının gözdesi konumuna geldi… Ülkemize özgü bir sağımız ve ülkemize özgü bir solumuz yok artık… İktidarlar da muhalefetler de kendilerine özgü tavırlar ile Amerika’nın gözdesi olmak için yarışır hale geldiler…
——————-
Şu anda ülkemizde düzensiz göçmen ve sığınmacı sorunu var…
MUTLAKA KONTROLSÜZ GÖÇLER KONTROL ALTINA ALINMALI VE ÖNLENMELİDİR…
AMA SÖZ KONUSU HAYATİ NEDENLER İLE GELEN SIĞINMACILAR OLUNCA İNSANİ YÖNÜ AĞIR BASAN DEĞERLENDİRMELERDE BULUNMALIYIZ…
Birisi evimizin kapısını çalsa ve eğer kapıyı açmazsak öldürüleceğini söylese ne yaparız?…
———-
Maalesef ülkemizde ve Avrupa’da pek çok sağlıklı düşünen insan bile sığınmacı ve yabancı düşmanı konumuna geliyor… Açık veya örtülü ırkçılık Avrupa’da ve Türkiye’de yavaş yavaş tırmanmaya başlıyor… Yani ırkçı ve faşizan düşünceler bizleri esir almaya başlıyor…
Avrupa’da yabancılara karşı ırkçı sağdan bahsedilir… Sol ise sığınmacıların ve göçmenlerin haklarını savunur… Ama ülkemizde ise hem sağ hem de sol sığınmacılara ve göçmenlere karşı birleşiyorlar…
Ellerinde bir imkan olsa hepsini mutlaka hemen sınır dışı ederlerdi…
————–
Belki şimdi yazacaklarımı bazı arkadaşlarım beğenmeyecekler ve bana kızacaklar…
Dünyada en çok mülteci alan ülke Türkiye görünüyor. Mülteci sorunu sadece Türkiye’nin sorunu olmamalı…
Dünyadaki açlık yüzünden, zulme uğrama yüzünden mülteci konuma gelmiş sığınmacılardan REFAH İÇERİSİNDEKİ TÜM ÜLKELER SORUMLUDURLAR… Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Türkiye, Almanya, Hollanda, İngiltere, Yunanistan, Avrupa Topluluğunun diğer ülkeleri, tüm Arap ülkeleri ve refah düzeyi iyi durumda olan tüm diğer ülkeler…
Yani dünyanın refah içerisindeki tüm ülkeleri sermaye ve servetlerini geri kalmış ülkeler ile paylaşabilme erdemliliğini gösterebilmeliler…
Afrika’da doğan insan ile Avrupa’da doğan bir insanın arasındaki fark ne?… Her ikisi de seçmediler doğacakları coğrafyayı…
————–‐—
Dünyanın tüm halkları şu bilince ulaşmalı: Hayatımızı sürdürmeye yetenden fazlası olan tüm imkanlarımızı (yiyecek, varlık, vs.) paylaşıma açmalıyız diğer ihtiyaçlı dünya insanları ile…
BİLİYORUM BU BİR ÜTOPYA… Bunu gerçekleştirme zor (hatta nerede ise imkansız).
İnsanların çoğu lükslerini sınırlamak istemezler… Pek çoğu da başkalarının açlıktan ölmelerini görmezden gelirler… Varlıklılar biriktirirler, biriktirirler, biriktirirler… Ve evlerini yenilerler, arabalarını yenilerler, elbiselerini yenilerler, ziynetlerini takılarını yenilerler…
Ve bir gün ölürler, kendilerinin özenle sakladıkları servetleri mirasçılar tarafından güzelce harcanır…
Sağlıklarında servetlerinden sadakalar vermişler ise, ahirette yaptıkları yardımlar yollarını aydınlatan ışık olacaktır mutlaka…
—————–
Sonuç: Göçü ve sığınmacı akınını önlemenin tek yolu: refah içerisindeki ülkelerin insani değerlere sahip olmaları ve geri kalmış ülkelere iş ve aş imkanları sunabilmeleri…
Dünyadaki servetin %90’ı nüfusun %10’unun elinde imiş… Bu korkunç bir adaletsizlik…
Ben birleşmiş milletlerde veto hakkı olan 5 ülkenin insani olduklarına inanmıyorum… benim gözümde bu beş ülke ve yöneticileri insanlık dışı emperyalistlerdir…
Ve bu emperyalistler isteseler dünyadaki zulümleri ve savaşları bitirebilirler… Ama bu emperyalistler kandan ve gözyaşından beslendikleri için kesinlikle bu savaşları bitirmezler, çünkü silah satacaklar, sömürecekler…
——————-
Biraz karamsar ve nahoş yazdığım için özür dilerim.
Dünyada kendimi mültecisi gibi hissediyorum.
Birçok insanın ölüm tehlikesi altında tehditler altında yaşamasına üzülüyorum.
Eğer dünyadaki işkenceleri, cinayetleri, açlığı görmezden geliyorsak kendimize şu soruyu sormalıyız: İnsanlık nerede? İnsani duygular sadece teorik mi? Benim insanlığım nerede?…
Eğer dindarsak durum biraz daha zor: Allah bizlere iyiliği, iyi işleri sadece konuşmamızı mı söylüyor? İyiliği sadece konuşmalı mıyız, yoksa yapmalı mıyız? Allah bize sorumluluklarımızı sadece konuşalım diye mi yoksa yapalım diye mi veriyor bizlere?…
Sevgili dostlar, haydin bugünden itibaren en az bir kalbe dokunmaya çalışalım… Mültecilere nefret ile değil de sevgi ile yaklaşmaya çalışalım…
Herkese en içten saygılar selamlar
Muammer Çelik
Ankara, 17.08.2022/01:50
Yazıya gelen Tepkiler
Faruk Bakırcıoğlu yazdı:
Muammer Çelik cevapladı:
Muammer Çelik abim,yine olaylara insanî açıdan bakmışsın ki vicdan sahibi her insanın yapması gereken de budur.Allah her canlının rızkını da yaratmıştır deriz ama eşit ve duyru dağıtım olduğunda.Zaten öyle olsa insanlar paylaşım savaşına girmez,herkes doğduğu yerde doyar ve tüm diyer canlılar da nesli tükenme durumuna düşmez. Ah keşke o vicdana herkes sahip olabilse
Muammer Çelik cevapladı:
Faruk Bakırcıoğlu kardeşim, kötülüklerden korkup erdemli düşünceyi terk edemeyiz… Ben en zor zamanda doğru bildiğimi yazmaya çalıştım… Zaten dünya tamamen haksızlıklar üzerinde kurulu…
İnsanlar fiziki güç ile, maddi güç ile (kapital), inanç gücü ile (dinler ve mezhepler), sosyal medya gücü ile, milli değerler gücü ile ve daha pek çok farklı güçler ile kontrol altına alınıyorlar ve kamplaştırılıyorlar, karşı karşıya getiriliyorlar… Oluşacak kaosta da dünya efendileri kurtarıcı olarak arzı endam ediyorlar…
Dünya nimetleri tüm dünya insanlarına ait olmalı… İnsanlar kendi kullanım ihtiyacından fazlasını paylaşabilme erdemliliğine ulaşabilse sorun kalmaz zaten… Biliyorum bu ütopya, ama ütopya da olsa iyiyi düşünmek zorundayız… Belki ütopya bir gün gerçek olur diye ummak lazım…
İbrahimi düşünce, Hristiyanlık, İslam, Marksizm hep bir ütopya olarak başladı, ama sonunda büyük taraftarlar kitlesi buldu… Maalesef taraftarlar sadece taraftar olarak kaldıkları için savunulan erdemli toplumsal paylaşımlar gerçekleştirilemedi… Hıristiyanlık da, İslam da, Marksizm de özünden farklı noktalara evrildiler…
—————-
Lütfiye Şahin yazdı
Hocam görüşleriniz çok kıymetli. Fakat ben 30 yasındayım, çocukluğum, gençliğim kaos içinde geçti. Bu ülkede görmediğimiz darbe!, terörist saldırı, haksızlık, hukuksuzluk kalmadı. Ne kadar çabalarsak çabalayalım refah sevıyemız yukselmıyor. Ben isterim ki benim çocugum bu sekılde yasamasın. Dunyada hıc kımse haksızlıga ugramasın, evınden yurdundan olmasın. Ama yonetıcılerın aldıgı yanlıs kararlar, körüklediği terörizm hiç suçu olmayan bizi de dogrudan etkılıyor. Sıgınmacı alınsın, zorda kalana yardım edılsın tabı kı. Ama kım oldugu bellı olmayan, ne ıcın geldıgı bılınmeyen, ülke için, halk için tehlikeli olabilecek sayıda mülteci, sığınmacı her neyse alınmasın artık. İnsani bir koruma içgüdüsü belki de bu düşünce. Faşizanlık ya da mülteci düşmanlığından çok ülkesini, ailesini, geleceğini korumaya yönelik bir savumma. Afgan kadınlar, çocuklar orda savaş verirken sadece erkeklerin buraya getirilmesi, hem de hiç kayıt altına alınmadan, kontrol edilmeden. Bu ülkedeki insanlara çok büyük kötülük. Kapımı çalan insana önce kim olduğunu sorarm. Ailem için tehdit olusturup olusturmadıgını anlamak isterim. Malesef su an oyle bir durum yok ve halk en cok da biz kadınlar korkuyoruz. Keske hersey sızın arzu ettıgınız gıbı ınsanı boyutta gerçeklesse, ama malesef ınsanı yardımdan cok uzak su an bıze dayatılan. Kim oldugunu bılmedıgımız ınsanlarla beraber yasamak zorundayız. Buna mecbur bırakılmak, senı dogrudan etkıleyem konularda zorbalıga ugramak ınsanları sınırlendıren. En azından kendım ıcın oyle dıyebılırım.
Muammer Çelik cevapladı
Sevgili Lütfiye kızım,
Korkularında haklısın…
Ben burada sadece Afgan göçmenlerini veya Türkiye’ye olan göçü konu almıyorum… Yaklaşık bir ay önce hazırladığım yazımın yayınlanışı bu döneme rast geldi.
Ama zorda kalan kim olursa olsun, Afgan da olsa, Rus da olsa, Türk de olsa, Kürt de olsa düşüncem aynıdır…
Yazımda da belirttim, düzensiz göç kontrol altına alınmalı ve durdurulmalı diye…
Düzensiz göç ve can endişesi ile sığınma gibi kavramlar iç içe girmişler…
Bu sorun Türkiye’nin değil, dünyanın sorunu… AMA BENİM ÜZERİNDE DURDUĞUM ekonomik veya sosyal nedenlerle olan GÖÇ KARŞITLIĞI yavaş yavaş GÖÇMEN DÜŞMANLIĞINA, YABANCI DÜŞMANLIĞINA dönüşüyor…
Tabii ki ülkeyi yönetenler gerekli tedbirleri almalılar, politikaları geliştirmeliler… Ülkemiz göçmen ve sığınmacı politikasında maalesef iyi bir imtihan veremiyor… Ürdün bile göçmen politikasını bizden daha iyi yönetebiliyormuş…
SIĞINMACI KARŞITI OLMAK ile DEVLETİN GÖÇ VE SIĞINMACI POLİTİKALARININ UYGULAMASINA KARŞI OLMAK FARKLI ŞEYLER…
Bizde maalesef sığınmacı politikaları karşıtlığı yerine sığınmacı karşıtlığı oluşmaya başladı… Bu da bizi Irkçılığa ve faşizme götürür… Çocuklarımız da bizim bu korkularımızla öyle yetişirler ki, kendisi gibi olmayandan nefret etmeye başlarlar…
Kadınlara yapılan saldırılara ve tacizlere gelince… Bu bizim yüz karamız… Ama bunu sığınmacılara bağlamak çok yanlış olur… Ülkemizde taciz olayları her yıl katlanarak artıyor… Tacizcilerin 5 tanesi sığınmacılardan veya göçmenlerden ise 100 tanesi de kendi vatandaşlarımızdan… Bu konuda da ileride fikir yürütüp paylaşalım inşallah…
Yukarıda Faruk Bey’e yazdığım cevabı da okursan düşüncelerimi biraz daha detaylı görürsün…
Günün güzel olsun… Allah her istediğini senin ve sevdiklerin için hayırlara vesile olacak şekilde istediğin gibi gerçekleştirsin…
—————-
Hatice Otcu yazdı:
Kardeşim beni biliyorsun. Bu yanlış bir göç. Nerede kadınlar, çocuklar eli silah tutan, demiri sıksa suyunu çıkaracak olanlar geliyor. Söylenecek söz çok ama söylenemiyor. Çok şeyimiz yanlış. İyi geceler selamlar
Muammer Çelik cevapladı:
Ah canım kardeşim, yazılanları neden sadece Afgan göçü ekseninde düşünüyorsun ki? Yukarıda düzensiz göç önlenmeli, durdurulmalı diye de yazmışım…
Devletin Suriyeliler üzerinden yapmış olduğu yanlış göçmen politikasına kızıp sığınmacı düşmanı konumuna gelmenin yanlışlığına dikkat çekiyorum…
Hitler döneminde bazı Yahudi güç sahiplerini hedef gösterip sonradan tüm Yahudi ırkına yapılanları normal karşılayan bir dönemi düşünelim… Hitler sadece olumsuz Yahudi örneklemeleri ile arkasından giden toplumu Yahudi düşmanlığına sürükleyebilmiştir… Önceleri Hitlerin peşinden giden, sonra da yapılanların yanlışlığını gören milyonlarca kişi de ses çıkaramaz konuma gelmiştir…
Irkçılık, fanatizm ve yabancı düşmanlığı kontrol edilemez boyutlara evirilebiliyor…
Pek çok kişi hükümetin yanlış göçmen politikasına kızıp SIĞINMACI DÜŞMANI konumuna geliyor…
Aleyhime olsa da hak olanı erdemli olanı söyleyebilmeliyim diye düşünüyorum…
Ama kapitalizm, ulaştığımız refah ve konfor bizleri materyalist, kapitalist düşünmeye yönlendiriyor…
Olumsuz örnekleri dayanak göstererek içimizdeki yabancı düşmanlığının oluşmasına ve gelişmesine zemin hazırlıyor olabiliriz…
Ayrıca yukarıda Faruk Bey’e yazdığım yanıta da bir bakarsan sevinirim…
—————-
Fatih Üstün yazdı:
Değerli dostum. Göç bir ülkeden gelirse ve sayısı mantıklı olursa sıcak bakarım. Ama bütün komşuların ve hatta komşu olmayanların sana göç ediyorsa bunda bir ………. ararım.
—————-
Muammer Çelik cevapladı:
Fatih Üstün kardeşim, şartlı iyilik olmaz… Konu Türkiye’ye göç değil, konu sığınmacılık ve göç diye düşünürüm… Ve bu sadece Türkiye’nin değil, Dünyanın sorunu…
Faruk Bey’e yazdığım cevabı aynen senin için de aktarıyorum..
Sığınmacılardan oluşacak olumsuzluklardan korkup erdemli düşünceyi terk edemeyiz… Ben en zor zamanda doğru bildiğimi yazmaya çalıştım…
Zaten dünya tamamen haksızlıklar üzerinde kurulu…
İnsanlar fiziki güç ile, maddi güç ile (kapital), inanç gücü ile (dinler ve mezhepler), sosyal medya gücü ile, milli değerler gücü ile ve daha pek çok farklı güçler ile kontrol altına alınıyorlar ve kamplaştırılıyorlar, karşı karşıya getiriliyorlar… Oluşacak kaosta da dünya efendileri kurtarıcı olarak arzı endam ediyorlar…
Dünya nimetleri tüm dünya insanlarına ait olmalı… İnsanlar kendi kullanım ihtiyacından fazlasını paylaşabilme erdemliliğine ulaşabilse sorun kalmaz zaten… Biliyorum bu ütopya, ama ütopya da olsa iyiyi düşünmek zorundayız… Belki ütopya bir gün gerçek olur diye ummak lazım…
İbrahimi düşünce, Hristiyanlık, İslam Marksizm hep bir ütopya olarak başladı, ama sonunda büyük taraftarlar kitlesi buldu… Maalesef taraftarlar sadece taraftar olarak kaldıkları için savunulan erdemli toplumsal paylaşımlar gerçekleştirilemedi… Hıristiyanlık da, İslam da, Marksizm de özünden farklı noktalara evrildiler…
—————-
Tc Suna Kentkuran yazdı:
Sana katılmıyorum kuzucum.empati bile yapsam ulkemı terk etmemek sıkkını secıyorum.zihniyeti anlamıyorum.eli silah tutan bütün erkekler kacıyorsa amaç nedir bilmek lazım göç kadın ve çocuklarla olur genç erkeklerle değil eğer gelenler kadın ve çocuk olsaydı belki biraz Sevgı duyardık ama gerilla görünümlü arsız döküntüleri istemiyoruz
Muammer Çelik cevapladı:
Ah güzel ablacığım, ah be canım ablacığım,
Sen de konuyu sadece şu anki Afgan göçüne indirgeyebilmişsen ne diyebilirim ki…
Hitler döneminde bazı Yahudi güç sahiplerini hedef gösterip sonradan tüm Yahudi ırkına yapılanları normal karşılayan bir dönemi düşünelim… Hitler sadece olumsuz Yahudi örneklemeleri ile arkasından giden toplumu Yahudi düşmanlığına sürükleyebilmiştir… Önceleri Hitlerin peşinden giden, sonra da yapılanların yanlışlığını gören milyonlarca kişi de ses çıkaramaz konuma gelmiştir…
Irkçılık, fanatizm ve yabancı düşmanlığı kontrol edilemez boyutlara evirilebiliyor…
Pek çok kişi hükümetin yanlış göçmen politikasına kızıp SIĞINMACI DÜŞMANI konumuna geliyor…
Erdemli düşünce şartlara bağlanmaz… Aleyhime olsa da hak olanı erdemli olanı söyleyebilmeliyim diye düşünüyorum…
Ama kapitalizm, ulaştığımız refah ve konfor bizleri materyalist, kapitalist düşünmeye yönlendiriyor…
Ki, ben yazımda düzensiz göç kontrol altına alınmalı ve engellenmeli diye yazmışım…
Olumsuz örnekleri dayanak göstererek içimizdeki yabancı düşmanlığının oluşmasına ve gelişmesine zemin hazırlıyor olabiliriz…
—————-